hayvanat bahçesi macerası

İlk Temas

Hint Okyanusu’nun açıklarında yavaşça salınan kapsül Sovyet Rusya için uzayın fethini simgeliyordu. Kozmonot Solomon’un derin uzay görevi başarıyla sonuçlanmış, uzaylılarla ilk temas başarıyla gerçekleşmişti. Geriye, getirilen örneği parçalamak, incelemek ve Sovyetlerin geleceği için kullanmak kalmıştı.

Kozmonot Solomon ise Dünya’nın kirli atmosferinden ayrılmış kapsülünde, kucağındaki “örneğin” narin ve şeffaf, insanımsı çehresine bakıyordu. Evrenler ötesinden, yüzyıllar boyu aradığı diğer tarafını tam da bulmuşken böylesine kaybetmesi haksızlık değil miydi? Orpheus’u düşündü ve Eurydice’ı; Romeo’yu ve Juliet’i ve sonrasında evrenin üzerinde gezmiş tüm âşıkları. Hiçbirinin acısı kendininki kadar büyük değildi şüphesiz. Çünkü sevginin ve acının büyüklüğünü ona ulaşmak için kat ettiğin mesafeler göstermez miydi? Öyleyse binlerce ışık yılı ötede, uzayın karanlık derinlerindeki yabancı gezegende bulduğu sevgilisi için en büyük aşk onundu ve şimdi acı da.

Sevgilisi, çözünen eliyle yüzüne dokundu. Dokunuşu ıslak fakat garip bir şekilde ılıktı. Solomon’un gözyaşı uzaylının bedenine karışıp kapsülün zeminine aktı. Biri ölen, diğeri bu andan sonra yaşamayacak olan iki varlık böylece birleşti. Kozmonot etinin kemiğinden söküldüğünü hissetti. Yüreğindeki ağırlık alışık olmadığı yerçekimi yüzünden değildi, biliyordu. “İlk temas” dedi hava kilidi dışarıdan açılırken. Kapıya doğru şiddetli bir hava akışı oldu. Kucağındaki sevgilisi, içeriyi dolduran güneş ışığına baktı. Şeffaf bedeni içinden geçen ışığı farklı renklere kırdı. Solomon sevgilisinin gülümsediğini düşündü. Bedeninin üzerine doğan gün ölüm getiriyordu. İnsanlığı besleyen güneş, bu yabancıya ne kadar da acımasız davranmıştı.

Kapsülün kapısı açıldığında Solomon’un ufak bir su birikintisi içinde dizlerinin üzerine beklediğini gördüler. Kozmonot uzaylılarla ilk temas sonrasında ağlıyordu, başka ne olabilirdi ki?

Oğuzhan Açıkalın

hayvanat bahçesi macerası