Sanatın Anne Hali
Yeteneğim olmadığı için çizmeye,
Yüzünün güzelliğini anlatamıyorum.
Picasso’nun da Vinci’nin Madonnaları gibi
Annemle kendimi aynı çerçeveye koyamadığım için üzülüyorum.
Yeteneğim olmadığından değil ama
Eğer Ümit Yaşar Oğuzcan yazmasaydı o şiiri,
Annemin adı ile,
Milyon kere Ayten’li şiirler yazabilirdim diyorum anneme.
Onun için şarkılar söylemek istiyorum istemsizce,
Anneler, öğretmenler, babalar gününü kutladığım kadın o!
Tek bir şey, tek bir kişi değil gözümde.
Ona baktığımda gördüğüm tek şey hüzünlü gözleri olsa da,
Her zaman için tatlı bir bahar esintisi gibi gülümser yüzüme.
Çocukluğunu yaşayamamış,
Hiç atlı karıncaya binmemiş,
O erken yaşta büyümüş,
Erken yaşta ölmüş kadınlardan.
Bir çiçek gibi narince toprağını değiştiriyorum yıllardır.
Usul usul suluyorum şiirlerle,
Korkuyorum kurur mu, dalları kırılır mı benim yüzümden diye?
Her gün çiçekler açıp açmadığını kontrol ediyorum.
Onu dünyanın en güzel bahçelerini göstermek isterken,
Neden sadece bir saksıda ziyan ediyorum?
Öyle değerli bir kadın ki,
Ah!
Anne sanatı denen şeyin en iyi temsilcisi.
Onun öğrencisi olursam,
Bende böyle güçlü, güvenilir, koca yürekli bir anne olur muyum?
Onun gibi tüm hataları ile kucaklaya bilir miyim evladı mı?
Tüm dünyaya gülümseyip,
Güzelleştirebilir miyim her şeyi?
Ah Ayten’li şiirler şarkılar yazmak istiyorum yine…
Bu şans elimden alındığı için üzgünüm…
Yine de…
Dünyanın en güzel bahçelerini sereceğim önüne,
En güzel şiiri ben yazacağım,
Resimler yapamazsam bile,
Yüzüne dünyanın en güzel öpücüklerini konduracağım.
Anne sanatının en kaliteli ürünleri ile onu baş tacı yapacağım.
Özlem Ayşe Çiçek