Görünmez Adam
Biliyor musunuz benim babam görünmez adam.
Her sabah erkenden, ben daha uykudayken işe gitmek için evden çıkıyor. Annemin söylediğine göre evden çıkmadan beni öpüyor ve saçımı okşuyormuş ama görmüyorum. Fakat asıl görünmezliği bu değil, uyuduğum için görmüyorum.
İşe ulaşmak için her gün yaklaşık otuz beş dakika yürüyormuş. Neden otobüse ya da dolmuşa binmediğini sorduğumda “unuttun mu oğlum ben görünmez adamım, görmüyorlar ki durup alsınlar” diyor.
İşe ulaştığında daha kimse gelmemiş oluyor. Önce su kaynatıyor sabah çayı için. Önceki günden kalan çöpleri atıyor. Sırayla tuvaletleri temizleyip; sabunları, tuvalet kağıtlarını ve havlu peçeteleri kontrol ediyor.
Daha sonra çalışanlar gelmeye başlıyor. Yanlarında simitler ve poğaçalar getiriyorlar kahvaltı için. Babamın hazırladığı çaydan alıyorlar, masalarına geçiyorlar.
Sana hiç simit veren olmuyor mu diye soruyorum. “Unuttun mu oğlum”, diyor. “Kimim ben?”. “Görünmez adam” diye heyecanla haykırıyorum.
Düzenli olarak günde dört kere çay demliyor. Yaklaşık sekiz kere tuvaletleri temizliyor. Onun dışında iki kere çöpleri atıyor.
İş yerindeki diğer amcalar, teyzeler babamla hiç konuşmuyormuş. Anneme bu durumdan yakınırken duydum. Ama bu çok normal değil mi? İnsan görmediği biri ile nasıl konuşur ki?
Herkes çıktıktan sonra görünmez adam çay kazanını temizliyor, yerleri süpürüyor. Etrafı son bir kez kolaçan ettikten sonra otuz beş dakikalık yürüyüşle eve dönüyor. O geldiğinde çoğu zaman akşam yemeğini yemiş oluyoruz. Bize sarılıp, öpüyor. Sonra karnını doyuruyor. Süper kahraman babamı çok seviyorum.