hayvanat bahçesi macerası
hayvanat bahçesi macerası

Güç Veren Dost ‘Bilgi’

Yakın zamanların birinde, kapkara saçlı, masmavi gözlü bir çocuk yaşarmış. Bu çocuğun adı Selim’miş.

Selim, ufacık elleri, minicik bedeniyle yaşıtlarından çok küçük gösteren bir çocukmuş. O kadar minyonmuş ki arkadaşları oyunlar oynarken o kenarda kalır, itilip kakılacak diye korkarmış. Arkadaşları onun bu korkusundan habersiz, neşe içinde yakar top, yakalamaca gibi oyunlar oynar; onların kahkahalarını duydukça Selim de arada bir oyunlara dahil olurmuş. Fakat her seferinde bir kaza olur, Selim ya biri çarpınca düşer ya da bir arkadaşının istemeden de olsa kolunu, bacağını yaralaması sonucu ağlayarak eve dönermiş.

Çok üzülüyormuş Selim. Herkes oyunlar oynarken o hep evde vakit geçiriyormuş. Canı çok sıkılıyormuş. Onun bu hali, anne ve babasını da çok üzüyormuş, onu oyalamak için her akşam evde, masa başında kutu oyunları oynarlarmış. Daha sonra Selim odasına gider, kitaplarına gömülürmüş. O kitaplar, minicik ellerine dünyalar bırakır, onu gitmek istediği her yere götürürmüş.

Selim gözlerini kapatır, okuduklarını hayal edermiş…

Yıldızlardaki ülkeler, her çocuğun oynayabileceği oyunlarla doluymuş. Denizlerin altında birbirini koruyan minik balıklar varmış. O balıkların isimlerini öğrenmiş önce, sonra gökyüzündeki yıldızların, gezegenlerin neler olduğunu… Dünyanın başka yerinde yaşayan insanları tanımış, kendisi gibi yalnız olduğunu düşündüğü çocuklarla, hayali oyunlar oynamış.

Bir Cumartesi sabahı uyandığında, başucundaki kitabın üzerinde bir şeyin durduğunu fark etmiş.

Evet, evet… Koskocaman kanatlı bir peri, bacaklarını bağdaş kurmuş oturuyormuş. Rüya gördüğünü sanmış Selim, gözlerini ovuşturup tekrar bakmış. Küçük peri onu izliyormuş.

“Merhabaaa” demiş aniden tuhaf bir sesle peri.

Selim yatağının diğer yanından yere düşmüş korkudan.

“Uyanmanı bekliyordum, ne kadar da uykucusun.” demiş sonra.

Selim titrek bir sesle, “ Kimsin sen? Küçücük, küçücüksün…” diye kekelemiş.

“Evet” demiş misafiri, “Sana göre küçüğüm ama tüm insanlardan daha güçlüyüm.”

“Nasıl, nasıl yani?” demiş Selim.

“Ben bir periyim. ‘Bilgi’ derler bana. Bu hayatta gerekli olan her şey aklımda yazılıdır. O yüzden hiçbir şeyden korkmam, her zaman ne yapacağımı bilirim. Hem arkadaşlarım da beni çok sever. Çünkü neyi öğrenmek isterlerse onlara söylerim. İstersen seninle de arkadaş olabiliriz.”

“Beni nasıl buldun, o kadar çocuk varken neden benimle arkadaş olmak istedin?” diye sormuş Selim.

“Çünkü sen çok özel bir çocuksun. Her çocuk kitapların güzelliğini senin kadar fark etmez, inan bana. Okurken seni izledim, her sayfada kelimelerin arkasına gizlenip sana baktım. Senin de beni aradığını anladım.” demiş küçük peri, odanın içindeki tüm kitapların etrafında uçarken.

“Benim, benim… Hiç arkadaşım yok çünkü hiçbir oyuna katılamıyorum, zarar görmekten korkuyorum.”

“Merak etme, artık Bilgi Peri yanında! Emin ol yalnızlık çekmeyeceksin, çok eğleneceğiz! Öğrendiklerin sayesinde çok cesur olacaksın. Çünkü bilgi insanın kendine güvenmesini sağlar. Ne demek istediğimi yakında anlayacaksın dostum.” demiş Bilgi Peri, havada bir tur atıp icatlarla ilgili ansiklopedinin üzerine oturunca.

“Haydi gel, seninle büyük adamların neler bulduğuna bakalım. Ne kadar zorlandıklarını hayal bile edemezsin.”

Selim o gün odasından hiç çıkmamış, annesi birkaç kere gelip iyi olup olmadığına bakmış. Ama Selim’in başını kaldırmadan, İcatlar Ansiklopedisi’ni incelediğini görünce, onu hiç rahatsız etmemiş.

Selim ve Bilgi Peri, her günlerini birlikte geçirmeye başlamışlar. Selim okuldayken Bilgi onu odasında bekliyormuş. Selim de okuldan gelir gelmez hemen ödevlerini yapıyor, hızlıca yemek yiyip kitaplarından birini seçip okumaya başlıyormuş. O okurken Bilgi, rengârenk elbisesi ile kitapların içinden geçiyormuş. Anlamadığı bir şey olduğunda Selim, Bilgi’nin üzerinde oturduğu sözlüğe bakıyormuş.

Mutluluk, kitaplardan çıkarak Selim’in tüm kalbini doldurmaya başlamış sonunda. Yapamadıkları yerine, yapabileceklerini anlıyormuş Selim artık.

Önce okuldaki notları yükselmeye başlamış sonra eve gelip onunla oynamak isteyen arkadaşlarının sayısı artmış. Çünkü arkadaşları, onun anlattığı hikayeleri merakla dinlemeye başlamışlar. Ayrıca, derslerde söz alıp kitaplardan okuduklarını aktardıkça, diğer çocuklar teneffüste yanına gelip bu kadar çok şeyi nerden öğrendiğini soruyorlarmış.

Selim hiç kimseye Bilgi’den bahsetmemiş çünkü O, kendisinin gizli arkadaşıymış ve birçok insanın, onun gerçek olduğuna inanmayacağını biliyormuş. O yüzden, sadece kitapları anlatmış Selim.

Zamanla, çocukların bir aradayken oynadıkları oyunlar değişmeye başlamış. Çünkü arkadaşları, Selim’in de katılmasını sağlayacak oyunlar bulmuşlar.

Selim’in artık eskisinden çok mutluymuş. Bir sürü arkadaş edinmiş ama bir arkadaşı, hayatı boyunca onun yanında olmuş. Tüm sihirli kapıları açan “Bilgi!”

Banu Doğan