hayvanat bahçesi macerası
hayvanat bahçesi macerası

Sevgilinden

Kapı çaldığında salonda kanepede uyukluyordu. Gün yarılanmıştı ama hala kalkmamıştı, ne de olsa güne erken başlamasını gerektirecek bir işi yoktu artık. Yavaş hareketlerle kapıyı açtı ve cam vazo içerisinde bir nergis buketi ile karşılaştı. Kafasını koridora uzatıp sağa sola bakındı, kimse yoktu. Vazoyu yerden alıp içeri geçti. Burnunu çiçeklere yaklaştırdı. Uzun süredir bu kadar güzel, temiz ve canlandırıcı bir koku duymamıştı. Vazoyu sehpanın üzerine koyup yere oturdu, çiçeklere yakın olmak istiyordu. Kaç günde solarlar acaba, diye düşündü. Baş döndürücü bu kokunun evden hiç çıkmamasını istiyordu. Kokuyla birlikte hülyalara dalmıştı. Hayallerini gerçekleştirdiği bir dünyada geziniyor, doyasıya eğleniyordu. Her şeyin tam olduğu hissini duyuyordu. Tüm bu ilhamı çiçeklerden almış olmasına şaşırdı. Şimdiye kadar güzel bir kokunun etkisini küçümsemiş miydi acaba? Grenouille’un cinayetleri şimdi daha anlamlı gelmeye başlamıştı.

Çiçeklerin büyüsü devam ederken bukete iliştirilmiş karta uzandı. Notu sesli okudu, “Gözlerine her zaman güvenle bakabildiğim, sen çok değerli ve özelsin. Ben sana her zaman inanıyorum, sen de kendine inan. Seni çok seviyorum. SEVGİLİN.” Gözleri doldu, bu cümleleri duymaya çok ihtiyacı vardı. Hayatı yuvarlanıp gidiyordu ve o, hayatının kontrolünü çoktan kaybetmişti. Oysa şimdi, okuduğu kart başarabileceğini hissettiriyor, önündeki buket dünyanın güzellikleri de olduğunu ona tüm zarafetiyle kanıtlıyordu.

Birkaç damla yaş, büyülü bir koku ve elinde tuttuğu kelimelerle bütünleşmişken telefonun mesaj sesi ile irkildi. Hoşnutsuzca kanepenin üzerindeki telefona uzandı ve gelen mesaja baktı. ‘Değerli müşterimiz, siparişiniz teslim edilmiştir. Bizi…’ Biliyorum diyerek gözlerini devirdi ve dikkatini yeniden çiçeklerine verdi.

Seçil Yeşilırmak